Kadınlar Ne İster?

Brigham Young'un bir sözü var. "Bir erkeği eğitirseniz bir adamı eğitirsiniz. Bir kadını eğitirseniz, bir kuşağı eğitirsiniz."

Brigham efendi çok güzel söylemiş olsa da günümüzde biraz imkân zorlayan bir laf etmiş kendisi.

Ayrıca kadının sorumluluğu pek azmış gibi kuşakların faturasının da onlara, hem de bir erkek tarafından kesilmesi biraz üzücü olmuş şahsen.

Erkek egemen toplumda, erkeklerin kanunlarıyla yaşayan, erkeklerin savaşları için resmen militan doğuran- yetiştiren ve gerekirse feda eden kadınlar; tüm insanlığın da sorumlusu tutuluyor.

Ziyadesiyle unutulan ise: Hiçbir kadın özgür iradesiyle yaşayamıyor!

Babasının, ağabeyinin vs. açmasına müsaade ettiği pencereden dünyaya bakan kadın; onların izin verdiği ölçüde giyiniyor, konuşuyor, gülebiliyor, eğitiliyor, insan ilişkilerine katılıyor, onların arzularına icabet ediyor.

Tüm zevkleri, hobileri, kişiliği, kısacası yaşamı bu çerçevede olgunlaştığından olacak ki; yetinmeyip bir de koca buluyor.

Şanslıysa kendisi buluyor, şanssızsa zaten onu bile kendisi bulamıyor. Babası "hazır burada bulunmuşu var!" diyor ve koynuna atıveriyor bir mal gibi…

Kalan hayatını kocasının boyunduruğu altında, onun müsaade sınırları içerisinde geçiren kadın, yeni izinler doğrultusunda insanlarla görüşüyor, çalışıyor, konuşuyor, öyle ki; bazıları o hususta besleniyor, yatıyor, kalkıyor.

Erkek mi? Otorite.

İki kişilik ilişkide bile efendisine itaat eden kadın, kendini beğendirmek için didiniyor. En modern ilişkiden en kabasına kadar durum değişmiyor.

Susmak zorunda olan taraf daima kadın oluyor… Kocasının huyuna gitmek zorunda olan… Geçinmeye gönlü varsa, idare etmek zorunda olan… Kocasını eve bağlamak zorunda olan… İmkânları iyi de olsa kötü de olsa evi çekip çevirmek zorunda olan…

Evin temizliği, kendi bakımı, çocukların yetiştirilmesi konusunda hep angaryayı yükleniyor. Sanki sırf o kendini beğendirmek zorundaymış gibi düşünüyor, sanki hizmet için yaratılmış gibi davranıyor. Beşikten beri farklı bir öğüt duymuyor zira…

Daha modern ilişkilerde erkeğin merhameti artıyor. Eşine karşı daha nazik daha yardımcı oluyor. Müsaadeleri de daha az kısıtlayıcı oluyor. Fakat görev yerleri hiç değişmiyor.

Kadın, bir öğrenci oluyor adeta sınava hazırlanan... Erkek öğüdünü en acımasız şekilde verebilirken; kadın aynı durumda kaldığında sanki erkeğin kendi düşüncesiymiş de aklına gelmemiş gibi davranmaya mecbur kalıyor.

Marjinal dergilerde, erkeği etkilemenin yollarını okuyor. Daha iyi yemek yapmaya, daha anlayışlı olmaya çabalıyor. Daha güzel olmak için kendini paralıyor.

Erkekler "kadınlar ne halt ister kimse bilemez yeaa!" derken; kadın erkeğin isteyebileceği milyonlarca ihtimali de deniyor.

Kadın hep bir adım geriden gelmiyor aslında. Erkeği zaten genelde o itiyor!

Tüm yapması gerekenleri, hususi işlerini, yemesini içmesini, sağlığını, ikisi için, çocuklar için tüm ihtiyaçları bile o düşünüyor, planlıyor, ayarlıyor.

Kontrol etmeye bu kadar alıştığından Allah muhafaza biraz palazlanacak olsa, kibirlendi zannediliyor.

İlişkide örselenmekten, kırılmaktan zamanla heyecanını kaybediyor. Hazıra dağ dayanmıyor tabi… Her geçen gün azalıyor kalbindeki servet.

Güzel bir davranışta bulunacakken, iyi bir laf edecekken hep kırılmışlıkları geliyor aklına. Engelliyor kendini.
Zamanla o kadar engelliyor ki; O'na öğretilmiş vazifeleri dışına çıkmayan bir makine gibi oluyor.

Yine modern ilişkilerde bu durum arttıkça durum boşanmaya varıyor. Gayet medeni şekilde ayrılıyorlar. Erkek yeniden bekâr oluyor; kadın ise dul!

Daha az modernlerinde 40 yaşında sosyal mecralarda eşi için çaktırmamaya çalışarak giderli sözler paylaşmak suretiyle içini ferahlatmaya çalışan ya da dost sohbetlerinde "adam"ını çekiştiren kadın ve ilgisizliğin dik alası bir adam oluyor. Nihayetinde aynı evi ayrı yataklarda paylaşan iki kişi...

Daha az modern ilişkilerde kavgasız gün geçmiyor. Evde terörist olan adam, başka kadınların yanında üzerine iki beden büyük sahte bir centilmenlik giyiveriyor. Böyle mutlu oluyor.

Kadın kadının kurdu oluyor. Yine başka başka kadınlar da "erkeğini evine bağlayamadı" diyorlar hakkında...

Daha da az modern ilişkilerde zaten kadın dayaktan beyin fonksiyonlarını kaybettiği için ne yapılanı fark ediyor ne hakkında söylenenleri umursuyor.

Dozajı farklı olsa da roller hiç değişmiyor. Kadın hep örseleniyor.

Kıymeti bilindiği sürece kadın vazifeden kaçmıyor da…

Şayet kuşakları değiştirmesini istiyorsanız; işe kadına saygı duymakla başlayabilirsiniz beyler!

Hörmetler...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü