Keyfiniz yerinde mi?
Bu yazıyı Rodriguez - La Cumparsita dinleyerek, keyifle yazıyorum. Çünkü geçen gün bir işkencecinin elinden yeni kurtulmuşçasına, hayat enerjisi sönük bir halde eve doğru yürürken duyduğum cılız bir cırcır böceği sesiyle irkildiğimde düşündüm ki; “keyifsiziz.” Bu şehir ya da yaşam ya da işler ya da her neyse bizi keyifsizliğe büyük bir kuvvetle teşvik ediyor; farkındayım. Ama biz de sisteme ne kadar bağımlıysak, bunu kırmak için hiçbir şey yapmıyoruz. Bütün bir iş yılı boyunca tatilin hayaliyle bekliyoruz ve sonra da o kısacık tatil beklentilerimizi karşılayamadığından yine keyifsiz bir şekilde yeniden çarkları döndürmeye başlıyoruz. İşe gitmekten, yemek pişirmekten, kahve içmekten, sohbet etmekten bile çoğu zaman keyif almıyoruz. Alışmış olduğumuz rutini gerçekleştiriyoruz. Sanki yapmak istediğimiz için değil de zaruriyetten yapıyormuşçasına keyifsiz yapıyoruz, yaşıyoruz. Bunu değiştirmek çok kolay… Sadece istemek yeterli… Keyif almak, kendini motive etmek, -e