Tek kullanımlık sabır
Bizim sabrımız tek kullanımlık sallama çaylara benzedi. Tasavvufun tasvir ettiğinden ya da en basitinden analarımızın gösterdiği o demli sabırdan ne yazık ki pek kalmadı. Hiçbir şeye tahammül edemeyen sabırsız canlılar olduk. Bir meyvenin olgunlaşmasına bile dayanamayıp içine türlü kimyasallar katarak yine kendimizi zehirliyoruz. Bu örnek aslında tüm hayatımıza hâsıl olmuş durumda. Bir kelimeyi yazacak kadar sabrımız bile yok. Her gün yolladığımız maillerde "teşekkürler" yazmaktan aciziz. Lafın nereye çekileceğini umursamadan "tşk" yazıveriyoruz. En uzun cümlelerle aşkını kâğıda o da divitin ucundan süzülen mürekkeple döken, sonrasında onu özenle sarıp sarmalayıp postaya veren insanın demlenmiş sabrının bir yudumuna muhtacız sanırım. Kaldı ki güvercinle gönderenlerden bahsetmiyorum bile... Tadına vararak yaşamadığımız her an da hesabını sonradan kayıplarımız olarak soruyor bize... Boşa giden, telaşla geçen onlarca günümüz kalıyor g