Bir şirket düşünün ki hem CEO hem temizlikçisiniz!


Böyle bir şirket olabilir mi? Evli insanların "Eveeeet!" dediğini duyar gibiyim.

Evlilik konusunda henüz çok yeni olduğum için ahkam kesme niyetinde değilim. Ancak taze kan olduğumdan kelli, birçok şeye hala dışardan bakabiliyorum.

Şimdi peşimden gelecekler için birkaç analiz paylaşmak isterim.

Yıllardır devlet dairesi edasıyla "evlilik kurumu" deyip durmaları boşuna değilmiş arkadaş! Gerçekten bir kurum gibi işleyen sistem, en ufak aksaklıkta kaosa dönüşüyor. Çok programlı ama kendi doğal rutini kısa sürede oturuyor. Kurumun memuru da sırada bekleyen vatandaşı da siz olduğunuz için işi yapması da kasıyor yapmaması da. O yüzden paşa paşa herkes üzerine düşeni yapıyor. Yapılmadığında bıcırdamaların başlama olasılığı yüksek zira.

"Dünya evi"ne girmek olarak nitelendirilmesinin, size "dünyanızın kaç bucak olduğunu"nun gösterileceğini düşündürebilir.

Ama o kadar korkutucu değil gerçekten. Yani kısmen. Yani umarım. (Öyle değildir değil mi yahu?)

Şöyle ki; ayrı bir bütçesi olan, yönetilmesi gereken, aynı zamanda dünyada en sevdiğiniz insanla bütün vaktinizi geçireceğiniz bir şirket. Üstelik bütçeyi planlamak da tuvaleti temizlemek de size düşüyor. Böyle de acımasız!

Eş seçiminin gerçekten ne kadar önemli olduğunu; rollerin kategorilere göre değil de, ihtiyaçlara göre değişebileceğini görünce anlıyorsun. Hayat müşterek değil belki ama "evlilik" kesinlikle müşterek.

Yeni başlayanlar için evlilik kılavuzu diye bir şey olmadığından, içine girmeden de öğrenemiyorsun kuralları... Zaten moral bozmak gibi olmasın da belli bir kuralı da yok. Kendin çizip kendin oynuyorsun. Aynı zamanda kendin pişirip kendin yiyorsun. Aileler için salonunuz da mevcut. Ayrıca hesap için yeterli paran olsa da çıkışta bulaşığa kalmak zorundasın. Evet!

Aman şimdi evlenir evlenmez durumun ciddiyetini gözler önüne serdim, iç kararttım ama cıncırıklı kısımları bundan çok daha fazla. Bir değil "biz" olmayı başardıktan sonra zaten denge kendini oluşturuyor ve sistem işliyor. Herkes sorumluluğunu bildikten sonra yaşamak çok eğlenceli bir hal alıyor. Artık kendini temizlikçi değil de CEO gibi hissetmeye çalışacaksın yavrum n'apalım. Anneciğimin dediği gibi "geçinmeye gönlün varsa, durumu idare edeceksin"

Olumlu tabloyu kafada çizmek pek kolay. "Sadece sana ait bir yaşam alanı ve en sevdiğin insan."

Harika değil mi?

Yapışık ikiz gibi birlikte geziyorsun, yiyorsun, içiyorsun, yatıyorsun, kalkıyorsun. Koltuktan ya da yataktan kalksa "nereye gidiyorsun?" diye sorar oluyorsun. Ortalama 80 metrekare içinde ne kadar uzaklaşabilecekse sanki?

Her aklına geleni, aklına geldiği an paylaşabiliyorsun. Elini attığında yanında. İşe gitmek bile işkence gibi geliyor. Eve dönüş ise engelli koşu gibi. Yüksek performans gösteriyorsun çünkü birlikte geçirilecek +1 dakikaya bile ihtiyacın oluyor.

Özetle zorlukları çok ve asla sevmediğin bir insan için çekilecek bir sorumluluk değil ama kalbinin uğruna attığı biri varsa, sadece uykunun arasında öpülmek için bile göze alınabilir :)

Hörmetler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü