"Sana o hakkı kim verdi dingil?"

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki; akşamları bir erkek elimizden tutmazsa rahat yürüyemiyoruz azizim.

Üstelik bunun sebebi de başka bir erkek!

Geçen akşam bazı şuursuzlarca biraz korkutulduğum için bugün babamın ya da kocamın ya da bir erkek arkadaşımın refakatiyle evime girmek ihtiyacı hissediyorum.

Neden kadının hayatı bu kadar zor?

Üstelik istisnasız herkesin -en kadınından- bir annesi varken!

İt kopuk yüzünden bizim hayatımız neden kısıtlanmak zorunda?

Neden bir erkek her istediği saatte sokakta dolaşabilirken, eğlence mekanlarında dolanabilirken ya da işten dönebilirken kadınlar aynı konfora sahip olamıyor?

Ben neden evime giderken ya da karanlıkta yürürken devamlı başım önüme eğik, devamlı adım sayarak yürümek zorunda oluyorum ki?

Bir hata mı yapmış oluyorum işten geç dönüyorum diye? Ya da arkadaşlarımla biraz sohbet ettim diye?

Bu döngünün tek sevinilecek tarafı acı da olsa; bizi bakışıyla, gülüşüyle, sözleriyle ya da temaslarıyla rahatsız eden şuursuzların -olursa kızlarının- aynı durumu yaşaması nihayetinde de BELKİ pişmanlık duyabilecek olmaları!

Bu dünyada tecavüzlerin üstü kapatılıyor, hatta tecavüze uğrayan kadın suçlu bulunuyor, tacizlerden bahsedilmiyor, aldatmak erkekler için hak görülüyor. Zina bile erkeğin yaşaması gereken bir olgu görülürken kadının adını lekeliyor.

Kadın dövülüyor, hırpalanıyor, azarlanıyor, stres boşaltmak için kullanılıyor, eziliyor, bütün sıkıntıya katlanabilecek bir sabır taşı gibi görülüyor, temizlemek, giydirmek, yedirmek zorundaymış gibi çalıştırılıyor.

Güzelse ya da dikkat çekici giyinmişse bakılmayı ya da tacize uğramayı hak ettiği düşünülüyor.

"Hak etti!" deniyor da "Sana o hakkı kim verdi dingil?" neden denmiyor?


Tüm bunlar olup biterken siz hangi eşitlikten bahsediyorsunuz ki?

Hörmetler!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü