Önünüzden yiyiniz!

Büyüdükçe anlıyorum ki; hayat değil, insanlar yoruyor gerçekten.

İçimizdeki kinin, öfkenin, hasedin ne kadar aşmış ve coşmuş olduğunu en yakın çevremizden de dünyanın halinden de anlayabiliriz.

Makro ölçekte güçlü olan güçsüzü katledip, soyarken, mikro ölçekte de dedikodu ve hasetle insanlar kasıp kavruluyor.

Neyse benim söyleyeceklerim dünyayı kurtarmak adına değil biraz had bilmek ve haset adına...

İnsanları kınarken iki kez düşünmek adına...

Hz. Muhammed'in de söylediği gibi kınadığımızı yaşamadan ölmeyeceğiz. Her şey hepimizin başına geldiği halde ve anın garantisi olmadığı halde neden bu kadar burnumuz kalkık anlamıyorum?

Sadece biraz farkındalık yaratmak için yazıyorum farkında olduğum bazı şeyleri...

Başkasının çocuğunun şımarıklığını kınayan kadının çocuğu bir baş belası olarak yetişebiliyor ne yazık ki.

Boşanan bir komşusunu hangi gönül ağrılarına katlandığını, kaç gece ağlamaktan yastığını ıslattığını bilmeden "dul" diye damgalayan kadının, kızının da aynı şeyleri yaşama ihtimali var ne yazık ki...

Genç yaşta evlenip mutluluk sarhoşluğuyla "evde kalmış" diye yaftaladığı insanın, kim bilir kaç kalp kırıklığıyla cebelleşip hayata küstüğünü kınayan kızın yuvası dağılabiliyor ne yazık ki...

Arkadaşının para kazanma şeklini kınayan adam bir sene sonra çocukları için zor durumda kalıp aynı hataya düşebiliyor ne yazık ki.

Fakir diye dalga geçtiği adama muhtaç olan adamlar var aramızda! Ne yazık ki...

Yani şartlar herkese aynı güzel kardeşim.

Bir tarafını sağlama aldığın vakit berikine çullanmak da hasedin, kinin en büyüğü bence.

Bir güç çıkıp da "önünüzden yiyin ulan!" demeyecek şayet onu bekliyorsak?

Bu yüzden bu kısır döngü devam ediyor ve her gün bir başkasını içine alıyor. Bizim de katılıp gitmeyeceğimiz ne malum?

Her şey herkes için.

İşte bunu unutuyoruz ne yazık ki...

Hörmetler.



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü

Neye Programlandık Böyle?