Aşk tesadüfleri sever(miş)

Gidişiyle seni yatak döşek ağlatan insanı, üzerinden yıllar ve insanlar geçince gördüğünde, çok garip hissediyorsun.

Çünkü elinde en ‘masum’ hali kalmış oluyor.

Hayat kabuklarını sevmiyor. Yaralarını devamlı taze tutuyor ama… İlacını da aynı anda zerk ediyor.

İstiridyenin acılar içinde inci yapışı gibi, içindeki zehri toplayıp güzel bir şeye dönüştürüyorsun, bu kez de inci’n tatlı geliyor ele… Sen, acılarınla güzelleşiyorsun. Acılarınla seviyor seni insanlar.

Kötü dediğin şeyden sonra o kadar kötü şeyle karşılaşıyorsun ki… Kötüye bakış açın değişiyor. Bazen seviyorsun bile 'kötü'yü…

Seni ağlatan şeylere, zaman denen garip hekim sayesinde gülebiliyorsun.

Yıllar önce herhangi bir yerin herhangi bir köşesindeki merdivenlerde son kez baktığın gözleri tekrar görünce, için sıcacık olabiliyor.

Her şeyi unutmak böyle bir şey işte… Sen unutmasan da unutturuyorlar…

Gözlerin uzaklara öylece daldığı an, boğulduğun yerden çıkartan içten bir gülümseme elinden tutabiliyor.

İşte buna tesadüf deniyor…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü