Laf Atmanın Adabı!
Araba kullanırken güzel bir kız görünce (hiç de mütevazı değilimdir) gaza basan erkekleri anlayamıyorum! Yürürken aynı durumla karşılaşınca koşmaya mı başlıyorsunuz?
İnsan güzel bir şey gördüğünde daha uzun süre seyretmek ister. Yani benim bildiğim hoş bir insana bakmak istersin, çok utanıyorsan gözünü kaçır, yanından fişek gibi geçip pis egsoz kokunu hatıra bırakınca daha mı çok etkileneceğiz?
Bu konulara çok fazla kafayı takmamayı bir gün yanımdan geçerken “sarı saçlarını deli göynüme bağlamışsın çözülmüyor Mihriban” şeklinde çığırarak saç rengime aklı sıra atıfta bulunan türkü dostu canlıyla karşılaştıktan sonra öğrenmiştim.
O anki ruh halleri mi insana bunları yaptırıyor yoksa gerçekten mi şirazeleri kayık yaşıyorlar bilemedim… Ama var bir sorun eminim!
Bir dönem slogan haline gelen “pardon siz gerçek misiniz?” sorusunu soranlara da verilecek epey yüklüce cevaplarım vardı hali hazırda… Gel gör ki böyle durumlarda susmayı yeğliyorum.
Tabi insanın çığlıklarla “içinden” gülmeye çabalarken aynı anda konuşması biraz zor oluyor. Böyle durumlara gülünür yani! Sadece gülünür… Ses çıkarabilen her cinse cevap versek çenemiz düşer maazallah, muhatap olmamak lazım:)
“Dış görünüş önemli değil” değil! Gayet de önemli tabi ki ama bu kadar da vitrin meraklısı olmayınız canım. Hem “çok fazla güzel” görünen bir şeyin içine girince bütün sihri bozuluyor. Ben bunu anladım…
Ne demişler? Bir insandan hoşlandıysan, kaçarsan efsaneye, yaklaşırsan kepazeye dönüşür. (Ayrıca bunu da sen uydurdun, kimse demedi kamuoyunu yanıltma Bengü!)
Neyse...
Adımı yazınca yanlışlığı vurgulamak için altına kırmızı şerit çeken word’e esefli kınamalarımı yollarken klavye üreticilerine de bir maruzatımı iletmek isterim:
Efenim virgülle (,) –i harfini –en azından bazı modellerinizde- yan yana koymazsanız iş maillerinde insanlara “Tırıvırı Bey Selami ya da Blabla Hanım Selami” demek zorunda kalmam.
Hörmetler!
Yorumlar
Yorum Gönder