İşte dün gece beni uyanık tutan sebep…

(Posted on 10 Nisan 2011 by benguoner)

Bazen kalemi eline alırsın, saatlerdir aklından geçip giden tüm özlü sözler kaybolur gider! Sanki az önce dünyayı kurtarmanın çeşitli yollarıyla böbürlenen sen değilmişsin gibi…

Yetim kalırsın dakikalarca kağıdın karşısında. Serde delikanlılık olduğundan kapatıp gidemezsin de…

Çok içip uykuyla girdiğin yataktan bir saat sonra dipçik gibi uyanmana benzer bu. Tüm şehir uyumaya çalışırken, sen uyanırsın. Herkese ters gitmenin verdiği dışlanmışlık hissiyle…

Oyalanmak için açtığın pencereden gelen rüzgar uğultusu, kedi miyavlaması ya da gece yarısı sefere çıkan yolcu uçağının kulak uğuldatan sesiyle hayallere dalarsın. Seni olduğun yere mıhlayan yüzlerce ipin gevşekken; gittiğin uzun yollar gelir aklına, maceralarını düşünürsün, gördüğünde heyecan duyduğun yüzleri hatırlarsın…

Genelde o yüzleri artık görmediğini, görsen de heyecan duymadığını fark etmezsin. Fark ettiysen, zaten O’dur seni uyanık tutan sebep…

Erkeklerin bizden daha kolay uyutulduğunu söylesem, bir sürü muhalif ses yükselir. Ama ben bu sonuca, kafalarındaki korkunç hesapları ya da yüzleşmekten ürktükleri yüzlerce sebepten kaçmak için sadece televizyon karşısında uyuyabilen babam da dahil birkaç erkeği tanıdıktan sonra vardım.

Bazen değil televizyon, “Yurttan Sesler Korosu” gelse durduramıyor kafanın içindeki çiğ sesleri.

Uyunmuyor, uyutmuyor!

Biliyorsun herkes en az benin kadar iyilik yapıyor bu hayatta ve ben de en az herkes kadar kötüleşebiliyorum canım yandığında… Ama herkes kendi acısını biliyor. Hep zavallıyı kendi zannediyor. Çünkü böyle olunca, bir nebze de olsa rahatlıyor suçlamaya kendini teslim eden vicdan…

Diniyor kafanın içindeki bin bir çığlık… Pencere kapanıyor… Uçak seferine, kedi miyavlamasına devam ediyor… Tatlı uyku da çöküyor omuzlarına…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü