Hesap Günü


“Ben kimsenin canını yakmadım... Onlar benim ateş olduğumu bile bile geldiler.”

Bu sözü hem çok sevdim hem de çok düşündüm. Zamanında can yakan ve çok canı yanan bir insan olarak sorgulamaya başladım haliyle...

Karma felsefesine saygı duymamı sağlayacak olaylara şahit oldum son zamanlarda. Öyle şeyler gördüm ki, zamanında üzülsem de yapmak zorunda olduğum şeyler için resmen diyet ödedim. Gerçi ben bu kadar adice yapmamıştım ama, hayatın mutlu günlerime uyguladığı faiz olarak düşünüp kabul ettim.

Ağlama kapasitemi gördüm, kalp acısının gerçekten fiziksel bir acıya dönüşebildiğini anladım, çakılmakla düşmenin farkını hissettim çarpmanın etkisiyle, birçok şeyini ardı ardına kaybetmenin tadını öğrendim…
Dünyaya nasıl yalnız geliyorsak, öldüğümüzde dört kolluya nasıl yalnız biniyorsak, düştüğümüzde de yalnız kalkmak gerektiğini tecrübe ettim.

Gülümseme taklidinin ne kadar zor olduğunu öğrendim, ama zamanla inandırıcı olmayı başardım.
Can yakmaktan nasıl köşe bucak kaçmam gerektiğini belledim. Çünkü "canımı yakan" için ne dualar ettiğimi kendimden bildim. Başına gelecek her talihsizlikte beni hatırlamasını, aynı şekilde -ciğerinin kanırtıldığı hissini yaşamasını- diledim defalarca… Sonra birçoğunu duydum tesadüfen, kendimle gurur duydum…

Kahkahalarımın nasıl sinir bozduğunu gördükçe kendime sarıldım. İnadına gülmenin nasıl lezzetli bir şey olduğunu öğrendim. O buruk tadı, hüzün kokusunu, gözlerinde dönen yaşı yutkunup içine saklamanın zorluğunu ve sonra zaferi hissetmenin hazzını tattım.

Bir tarafı topladıkça diğer tarafın bozulması hadisesiyle 986578. kez yüzleşsem de hala şaşırabilme yetimi kaybetmediğim için kendimi kutlamayı başardım. Çorap söküğü ya da yaprak dökümü söz öbeklerine sevgim azaldı, çünkü ne kadar gerçek olduğunu BEN yaşadım!

Ve bu süre zarfında şunu anladım ki… Bir insanın hayatına biri girip, istediği an çekip gitse de laneti devam ediyormuş. Çünkü terk ediş sırasında insan her şeyini toplayıp götürmüyor ne yazık ki! Sadece kendinden kaybetmek istemediklerini ve karşısındakinin kaybetmesini istediklerini alıp defolup gidiyormuş…

Tüm bunların nihayetinde… Bir senedir standart bir yaşam süren herhangi bir insan evladının ortalama yaşayabileceği her türlü eziyeti çektikten sonra, benim için en önemlisi: “bu”na bir daha izin vermemeyi öğrendim!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü