Seviyorum Ben O'nu

Hani böyle kilit olaylardan bahsedilirken başına devamlı bahtsız olaylar gelen, hatta bu olaylar için bizzat ortam hazırlayan bir arkadaş hep vardır ya… İşte ben o arkadaşım!

Buzu ıslak eliyle tutup elini yakan, evin içinde koşarken hırkası kapının koluna takılınca kendi içinde kalp krizi geçiren, pikniğe gideceği gün yağmur yağan, en sevdiği program başlayınca telefonu çalan, karşıdan karşıya geçtiği sırada yol ortasındayken kırmızı yanan biri… O benim işte!

Kazara biri hakkında konuşsam arkamda belirir. Restoranda/ mağazada talep ettiğim mamul ya piyasadan kalkmıştır ya da o sırada kalmamıştır. En basitinden “bundan sonraki şarkı benim olsun” dediğimde reklam başlar!

Küçükken tavuklarca kovalandığım için her türlü kanatlı hayvandan korkuyorum. Evet! Kendimce haklı sebeplerim var. Amaaaa İstanbul’un nezih sayılan semtlerinden birinde oturduğum halde apartman görevlisinin apartmanın içinde tavuk yetiştirmesinin (!) başka ne sebebi olabilir? Sebep şu ki: ben O’yum!

Giyinip, hazırlanıp, evden çıkıp, kapıyı çekince anahtarı içerde unuttuğumu anlamam, terliğimin tokasını masa örtüsüne takıp üzerinde ne varsa aşağı çekmem ve küçük bir trajedi sahnelemem nedendir yoksa?

Birine tam güvendiğimi eşe dosta yaymaya başladığım anda hayatımdan çıkıp gitmesi, evrak işlemleri için sıra bana geldiği an sistemin kilitlenmesi, sokakta top oynayan çocukların her seferinde gazabına uğramam…

Kalabalık bir ortamda bir olayı gizlice pozlandırmak isterken telefonun sesini kısmayı akıl edip işe koyulan zihni sinir ben, ‘flaşın patladığı an’la yüzleşmem de dahil, tüm bu anlarda aynı surat ifadesine bürünüyorum işte... Ağzımda kocaman bir ‘O’… Ama olsun seviyorum artık ben bu O’nu :)

Yorumlar

  1. çok sağol.. zaten bunlar hazmettiğim talihsizliklerim. onlarla bir bütünüm ben :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü