Kabuslarınıza konuk olunur...

Hayatla ilgili fantastik fikirlerim var…

Çocukluğumdan beri “belediye başkanı olursam yapacaklarım” listem kabaradursun (onu bir ara anlatırım), somut adımlarımın kesmeyeceğini düşündüm ve olayı bir adım ileri taşıdım.

Fikrimi ateşleyen bilinçli bir protesto oldu. Baktım ki yetersiz zekalar yardıma muhtaç ve üretebilecekleri bir alternatif yok. Yine acıdım! Ben yardım etmek istedim.

Fantazmam şu şekilde müthiş, fakat geliştirmelere de açık: “Bazı insanlara buton yerleştirilmesi” üzerinde düşünüyorum, sadece 1 gündür.

Yapılan beceriksizlikleri, saçmalıkları, söylenen yalanları, verilen açıkları, tutulmayan sözleri tokat gibi surata vurmak için kişinin “beğenmedim” butonuna basabilsek keşke. Sanal mecralarda var da gerçek yaşam alanımızda neden olmasın?

Zaten bugüne kadar bu yapılamadığı için korkaklara fırsat doğmuş. Bugün anladım… Eldeki imkanlara sarılmışlar. İnsanlar devekuşu misali… Gözükmediklerini hissettikleri zamanlarda fikirlerini beyan edebiliyorlar. Ne acı!

Çünkü sığ düşüncelere sahip olmanın diyetini ömür boyu ödemek zorundalar. Tepki’ye verecekleri herhangi bir etkileri olmadığı için kendilerini gizlemek, bir taşın arkasına sığınmak istiyorlar devamlı…

Ne yazık ki bu devekuşları teknolojinin boyutlarından da habersizler, bu yüzden kafalarını sakladıklarını zannederken koca popoları kabak gibi meydanları şenlendiriyor. Ama ne demişler: “Etrafta hidrojenden daha fazla aptal var ve raf ömrü daha uzun.” Hayat size güzel…

Aynı fantazma sayesinde takdir de sunulabilir ama zaten bunu yapmak için gayet medeni yollar var halihazırda… Sosyal iletişim kurabilen herkes, fantastik adımlara gerek duymadan kullanabiliyor bu teknikleri.

Eleştiriye açığım ben... O yüzden her türlü geri bildirim imkanı var hayatımda. Memnuniyetle…

Ama bazıları için kural şöyle: “Sadece gözlerinin sığabileceği kadar aralık kapım!”

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü