Testere!

Bu sabah gözlerimi korkuyla açtım.

İnanamasam da, uyanmama sebep olan şey testere sesiydi. Yatakta kalıplaşmış halde, kımıldamadan birkaç saniye harcadım…

Evet odamdaydım. Evet her şey yolunda gözüküyordu. Ama… ama ya bu testere sesi?

Yatağımda doğruldum. Ses gittikçe yakınlaşıyordu. Kalp atışlarım hızlandı. Yorganı üzerimden fırlattım. Terliklerime bile kavuşamadan, apar topar yataktan fırladım. Gerilim müziği gittikçe artıyordu. Kalbim göğüs kafesimden çıkma mücadelesinde…

Korkarak pencereye doğru bir adım attım. Birkaç saniye daha izin verdim kendime ama daha fazla duramayacaktım. Perdeyi yavaşça kaldırdım veeeeee O’nu gördüm.

Kötü adam gülümsemesiyle, kocaman sarı eldivenlerinin altına gizlenmiş iri ellerinde testeresi… Duymaktan korktuğum ürkünç cümleyi dile getirdi: “I want to play a tree”

Dayı n’aptın yaa? Pazar sabahı, sabahın köründe ağaç mı budanır?

E tabi hemen arkasından iliştiriverdi: “make your choise!”

Seçimimi camı kapamaktan yana kullandım ama ne fayda! Gerilim, yastığımın altından da aynı dozda devam etti.

Tamam belediye “sabahları” çalışıyormuş. Şikayet etmeyeceğim o hususta…

Ve evet bu ara fazla film izliyorum... Sen söylemeden ben söyleyeyim :)

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neye Programlandık Böyle?

Tek kullanımlık sabır

En Az 1 Spartalı Ve Bengü